“Orta Avrupa’nın Küçük Hazinesi”
Tuna Nehri’nin Budin ve Peşte bölümü 17 Kasım 1873’te birleşti ve ortaya çıkan şehir güzelliği ile dilden dile dolaşan Budapeşte oldu. Macaristan’ın baş şehri olması dahi kentin güzelliğinin gölgesinde kalabiliyor. Siyasetten ticarete, kültürden endüstriye kadar bir ülkenin can damarı adına ne kadar olgu varsa Budapeşte’de en net örneklerini görmek mümkün.
Macaristan’ın lokomotif şehri Budapeşte, pek çok açıdan hem yerli hem de yabancı turistlere unutulmaz anlar yaşatmayı başarıyor. Yaklaşık 2 milyon nüfus yaşamını bu güzelliklerin tam ortasında geçirme lütfuna mazhar olmayı başarmış. Ancak hem yaz, hem de kış aylarında dünyanın pek çok ülkesinden gelen turistler kentin kalabalığına eşlik ediyor.
Adına türküler yazılan Tuna Nehri kenti sadece coğrafi açıdan değil, yaşam tarzı ve değerler açısından da ikiye ayırıyor. Nehrin batısında muhteşem Buda Kalesi ve civarında da tarihe ışık tutmuş onlarca semt bulunuyor. Kentin modern yüzünü ise Tuna’nın doğu bölümü yansıtıyor. Bu bölümde geniş bir ova ve ova üzerinde de şehrin ticaret merkezleri, kalabalık nüfusu bağrına basan semtleri kısacası hızlı akan bir hayat tarzı yer alıyor. Tuna Nehri ise tüm bu güzellikleri pekiştiriyor, daha albenili, daha anlamlı ve daha lütufkar yapıyor.
Şayet takvimler 1944’ü gösterdiğinde İkinci Dünya Savaşı meydana gelmemiş, tarihin tozlu sayfalarına bu savaş kanlı bir not olarak düşmemiş olsaydı, Budapeşte ziyaretçilerine çok daha fazla güzellik sunabilirdi. Ancak maalesef 1944 yılında İngiliz ve Amerikan hava saldırılarına maruz kalan Budapeşte’nin aralarında tarihi değerlerinin de olduğu pek çok bölümü harap edildi. Savaşın izlerini halen kentte görmek mümkün. Ancak bu izler kent tarafından özellikle silinmiyor; korunuyor. Savaşın kanlı yüzünün her daim hatırlanması isteniyor. Çünkü o dönemde fabrikalar, köprüler evler, hastaneler yerle bir edildi. Hayat durdu, halk büyük acılar çekti. Fakat ayakta kalmayı başaran Budapeşte yaralarını zamanla sarmayı da başardı, güzel yüzünü yeniden ön plana çıkardı ve herşeye rağmen güzel olmayı başardı.
Budapeşte mistik havasını hiç kaybetmeyen kentlerden biri. Avrupa’da, dokuzuncu yüzyıldan bu yana dilini, kültürünü, enerjisini yaşanan onca sarsıntıya rağmen korumayı başarmış, popüler kültüre sınırlı düzeyde izin vermiş kaç kent var ki?
Budapeşte’de en keyifli aktivitelerin başında Tuna Nehri turu gelir. Tekne ile çıkacağınız bu turda kentin büyük bir bölümünü görebilir, muhteşem yapıların fotoğrafını uzaktan çekme şansı yakalayabilirsiniz. Tuna Nehrinin kendine has kokusu eşliğinde hem sağ hem de sol tarafta göreceğiniz manzaralar tekne turunu daha da keyifli hale getirebilir. Bu arada akşam saatlerinde de Tuna Nehri tekne turları düzenleniyor. Budapeşte termal suları ile de ünlüdür. Şifalı sularından faydalanabileceğiniz termal kaplıcalarından birinin kapısını çalarak cildinizi şımartabilir, tüm stresinizden arınabilirsiniz.
Yakınlarınıza hediye almak için istikametiniz trafiğe kapalı olan Vati Utka Caddesi olmalıdır. Cadde boyunca karşınızda onlarca hediyelik eşya mağazası çıkıyor. Nakış işlemleri, Macar kadınlar tarafından elle yapılmış takılar, özel motiflerin yer aldığı dokuma kumaş ve halılar mağazalarda uygun fiyatlarla satılıyor.
Meşe fıçılarında uzun süre bekletilerek hazırlanan Macar şarabı yahut ünlü biraları kayısılı palinka, anılarınız ile birlikte evinize götürmeniz gerekenler arasında yer alıyor. Şayet caddede aradığınızı bulamazsanız yönünüzü Duna Plaza’ya çevirebilirsiniz ki ünlü alışveriş merkezi aynı caddenin sonunda yer alır. Plazada daha pahalı, dünyanın popüler markalarını taşıyan pek çok ürün bulmanız mümkün.
