“Huzur ve Sessizlik Arayanlar İçin”
Lugano, İsviçre’nin güneyinde, İtalyanca konuşulan bölgesinde, küçük bir göl şehri. Aynı isimli gölün kuzey tarafında, etrafı dağlarla çevrili, görkemli bir manzaraya sahip bir koyda yer alıyor. Sahip olduğu ün dikkate alındığında şehrin bu kadar küçük boyutta olması çok şaşırtıcı.
Aslına bakılırsa Lugano halkı İtalyan asıllı. Ana dilleri de İtalyanca doğal olarak. 2000’li yıllarda sadece 25.000 olan nüfus, İtalyan ve İsviçre’li zenginlerin göçü ile bugün 50.000’i bulmuş durumda.
Lugano’ya gelmek için eğer kara yolu kullanılıyorsa, yol boyunca yükseklerden düşen şelaleler ve dağlar arasına serpiştirilmiş ufacık köyler görsel bir şölen sunar.
Lugano, Palmiye ağaçları, gözalıcı bulvarları, Alp Dağları’nın ve gölün çarpıcı manzarası ve açık havada yapılacak birçok aktivitesi ile güzel bir tatil fırsatı sunuyor. Aynı zamanda diğer şehirleri görmek için de iyi bir merkez sayılır. Sadece yarım saatlik bir mesafede bulunan Como Gölü ile birlikte yazın dinlenmek için ideal bir şehir.
Lugano, etrafı yürüyerek gezip görecek kadar küçük bir şehir. Şehirde bir çok sokak trafiğe kapalı. Italyan tarzında yapılmış çok sayıda binaları, müzeleri ve dağları ile ziyaretçilerini bekliyor. İtalyanlar’ın bir deyişi var, “dolce far niente”. Burada gerçekten tembellik bir tatlılık gibi. Gölün kıyısında bulunan Akdenize özgü meydanları ve içinde subtropical bitkiler bulunan parkları ile şehir gerçekten gelenleri tembelliğe davet ediyor.
Ancak gölün üzerindeki tepelere çıkmak isteniyorsa otobüs veya funiküler sistem kullanılmalı. Bu şekilde harika bir manzara izlemek de olası. Tepeye çıkarken yol boyunca duraklardan görülen evler hayranlık uyandırıyor. Bu evlerin bir kısmı dünyaca ünlü yıldızlara ait. George Clooney’nin evi de varmış burada. Füniküler sistemle çıkış biraz uzun sürüyor ancak manzarasının tadına doyum olmuyor. O yükseklikte hava biraz serin gelebilir ama havası hiç bir yerde bulunamayacak kadar temiz.
Ayrıca Lugano Gölü’ne kıyısı olan yerleri dolaşan feribotlar var. Ancak gölün büyük kısmı İtalya topraklarında bulunduğundan pasaportun yanda bulundurulması iyi olur.
Lugano, ortaçağdan bu yana önemli bir ticaret merkezi olmuş. Ancak asıl bankacaılık ve finans sektöründe ilerleme kaydetmiş.
Lugano’da ılıman sayılabilecek bir iklimi var. Genelde ilkbahar mevsimi buraya gelmek için ideal.
Lugano’da yürüyüş yapmak için sayısız parkur var. Bu parkurlar, harika doğayı görmek, doğanın sessizliğini dinlemek ve huzur bulmak için birbirinden farklı fırsatlar sunuyor.
Dağ bisikleti ile Lugano’nun keşfedilmemiş bölgeleri gezilebilir. Alplerin eşsiz manzarası eşliğinde pedal çevirirken şehrin doğal güzelliklerine daha yakın olmak mümkün.
18 delikli sahasıyla golf oynamanın tadına varmak da ayrı bir güzellik.
Mount Bre’de bulunan patikalar için mutlaka zaman ayrılmalı. Hem spor hem de çevreyi daha iyi görebilmek için yapılacak hiking (tırmanış) güzel bir aktivite olabilir. Alp Dağları’nın yakın zirvelerine de tırmanış denenebilir. Bu zorlu yürüyüşlerin en güzel yanı şehrin inanılmaz manzarası olacak.
Gölde alınacak bir bot turu da günü güzel geçirmek için muhteşem bir alternativ olabilir. Bu arada istenirse balık da tutulabilir.
Eğer zaman kısıtı varsa ve hızlı bir Lugano turu isteniyorsa, Indirizzo (The Red Arrow) adı verilen turist treni var. 40 dakika süren bu tur 10 kilometre uzunlukta.
Ayrıca yüzmek isteyenler için tesisler de var.
Türkiye’de ekmek fırınları ne ise Lugano’da da çikolata imalathaneleri o. Sayılamayacak kadar çok pasta ve çikolata imalathanesi bulunuyor Lugano’da. El yapımı taze pralin’lerden mutlaka alınmalı.
Ayrıca çok sayıda saatçi dükkanı var.
İstasyondan şehire inişteki çarşıda ev yapımı çikolatacılar var. Alışveriş için kaçırılmaması gereken bir fırsat.
